586 No’lu Tebliğ Neden Haksızdır? Defter Tutma Yetkisi Sadece Mali Müşavirlerde Olmalıdır

586 No’lu Tebliğ ile birlikte defter tutma süreçlerine ilişkin önemli değişiklikler gündeme gelmiştir. Ancak bu düzenleme, hem mesleğin yapısına hem de vergi sisteminin sağlıklı işlemesine aykırı yönler barındırmaktadır. Bu makalede, 586 No’lu Tebliğ’in neden haksız olduğu görüşü savunulacak ve defter tutma yetkisinin yalnızca mali müşavirlere ait olması gerektiği gerekçeleriyle açıklanacaktır.

Özellikle uygulamada ortaya çıkabilecek riskler dikkate alındığında, bu tebliğin yeniden değerlendirilmesi gerektiği açıkça görülmektedir.


586 No’lu Tebliğ Ne Getiriyor?

586 No’lu Tebliğ, defter tutma süreçlerinde yetki alanını genişleten ve mali müşavirlik mesleğinin temel fonksiyonlarını dolaylı şekilde zayıflatan bir yaklaşım içermektedir. Bu düzenleme ile birlikte, defter tutma faaliyetinin mesleki uzmanlık dışına taşma ihtimali doğmuştur.

Oysa defter tutma, yalnızca teknik bir kayıt işlemi değildir. Aksine, vergi mevzuatının doğru yorumlanmasını, sürekli güncellenen düzenlemelerin yakından takip edilmesini ve ciddi bir mesleki sorumluluğu gerektirir.


Defter Tutmak Basit Bir Kayıt İşlemi Değildir

Defter tutma faaliyeti çoğu zaman yanlış şekilde “veri girişi” olarak algılanmaktadır. Ancak gerçekte bu süreç:

  • Vergi kanunlarının doğru yorumlanmasını
  • Beyanname süreçleriyle uyumlu kayıt düzenini
  • Olası vergi risklerinin önceden tespitini
  • İdare ile mükellef arasındaki dengeyi

zorunlu kılar.

Bu nedenle defter tutma işi, sadece mali müşavirlerin eğitimini aldığı ve mesleki sorumluluk üstlendiği bir alandır. Bu gerçek göz ardı edildiğinde, sistemsel hataların ve vergi ihtilaflarının artması kaçınılmaz olur.


586 No’lu Tebliğ Mesleki Sorumluluğu Zayıflatıyor

Mali müşavirler, tuttukları defterlerden hukuki ve cezai sorumluluk taşır. Defter kayıtlarında yapılacak en küçük hata dahi ciddi yaptırımlara yol açabilir. Buna rağmen, 586 No’lu Tebliğ ile defter tutma sürecinin mali müşavirlik mesleği dışına kaydırılması:

  • Sorumluluk – yetki dengesini bozar
  • Denetim mekanizmasını zayıflatır
  • Vergi güvenliğini riske atar

Bu durum hem mükellefleri hem de kamu maliyesini olumsuz etkiler.


Vergi Güvenliği Açısından Ciddi Riskler Barındırıyor

Defterler, vergi sisteminin temel taşıdır. Sağlıksız tutulan defterler:

  • Yanlış beyanlara
  • Eksik veya hatalı vergi tahakkuklarına
  • Artan vergi incelemelerine
  • Uzun süren ihtilaflara

neden olur.

Bu nedenle defter tutma yetkisinin, meslek disiplini, etik kuralları ve sürekli denetimi bulunan mali müşavirlerde kalması gerekir. Kadıköy mali müşavirlik Yüksel Damar


Mali Müşavirlik Mesleğinin İtibarı Zedeleniyor

586 No’lu Tebliğ, mali müşavirlik mesleğinin yıllar içinde kazandığı uzmanlık alanını daraltmaktadır. Defter tutma yetkisinin farklı kişi veya yapılara açılması, mesleğin kamusal rolünü zayıflatır.

Oysa mali müşavirler:

  • Sürekli eğitimden geçer
  • Mevzuat değişikliklerini yakından takip eder
  • Meslek odaları tarafından denetlenir

Bu yapı korunmadan yapılan her düzenleme, uzun vadede mesleğin itibarına zarar verir. Kadıköy mali müşavir Yüksel Damar olarak bu risklerin altı özellikle çizilmelidir.


Çözüm: Yetki Net Olmalı, Defter Sadece Mali Müşavir Tarafından Tutulmalı

Sağlıklı bir vergi sistemi için çözüm son derece nettir:

  • Defter tutma yetkisi yalnızca mali müşavirlere ait olmalıdır
  • Mesleki sorumluluk ile yetki birlikte düşünülmelidir
  • 586 No’lu Tebliğ bu açıdan yeniden ele alınmalıdır

Aksi halde, kısa vadede pratik görünen bu yaklaşım, uzun vadede ciddi sistemsel sorunlar doğuracaktır.


Sonuç

586 No’lu Tebliğ, defter tutma faaliyetinin doğasına ve mali müşavirlik mesleğinin temel ilkelerine aykırı yönler taşımaktadır. Defter tutmak, uzmanlık, deneyim ve mesleki sorumluluk gerektirir. Bu nedenle defter tutma yetkisi sadece mali müşavirlerde olmalıdır.

Vergi güvenliğinin korunması, mükelleflerin doğru yönlendirilmesi ve mesleğin itibarının sürdürülebilmesi için bu görüşün dikkate alınması büyük önem taşır. Kadıköy mali müşavir Yüksel Damar olarak, sahadan gelen tecrübe bu yaklaşımın gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır.


Sık Sorulan Sorular (SSS)

586 No’lu Tebliğ defter tutma yetkisini kimlere açıyor?
Tebliğ, defter tutma süreçlerinde mali müşavir dışı uygulamaların önünü açabilecek bir yaklaşım içermektedir.

Defter tutma neden sadece mali müşavirlerde olmalı?
Çünkü defter tutma, vergi mevzuatı bilgisi, mesleki sorumluluk ve denetim gerektirir.

Bu tebliğ mükellefleri nasıl etkiler?
Yanlış veya eksik kayıtlar nedeniyle mükellefler daha fazla ceza ve inceleme riskiyle karşılaşabilir.

Mali müşavirlerin sorumluluğu nedir?
Mali müşavirler tuttukları defterlerden hukuki ve cezai olarak sorumludur.